• Ana Sayfa
  • Makaleler
    • Ibret
    • Yol…
    • YÜCE EVLİYA DÜZGÜN BABA
    • YA HIZIR’O KHAL
    • ŞAH-I VELAYET
    • İMAM HÜSEYİN’İN ANISINA
    • YOL CÜMLEDEN ULUDUR
    • PİR SULTAN ABDAL
    • YOLDA BENLİK YOKTUR
    • Kerbelay´i anarken…
    • ALEVİLERDE NİKAH ERKANI
    • SEMAH
    • Alevilikte ‘Çerağ’ nedir?
    • HAK MUHAMMED ALİ
    • FATIMATÜ-Z ZEHRA ANA
    • ALEVİLERDE İNANÇ SEVGİYE DAYANIR
  • Sivas-Massaker
  • Alevilik
    • Alevilik Tanımı/Charakterisierung des Alevitentums
    • Cem nedir?
    • Dedelik nedir?
    • Zülfikar neyi sembolize ediyor?
    • Kırklar
    • Enelhak
    • Tasavvuf
    • Rızalık
    • Dört Kapı Kırk Makam
    • İnanç Önderlerinin Geleneksel İşlevsel Görevleri
    • Alevilikte Düşkünlük
  • 12 İmam
    • Hz. Ali
    • İmam Hasan
    • İmam Hüseyin
    • İmam Zeynel Abidin
    • İmam Muhammed Bakır
    • İmam Cafer-i Sadık
    • İmam Musa-i Kazım
    • İmam Ali Rıza
    • İmam Muhammed Taki
    • İmam Ali Naki
    • İmam Hasan-ül Askeri
    • İmam Muhammed Mehdi
  • Hakkımızda
    • AABF İnanç Kurulu 2006-2009
    • AABF İnanç Kurulu 2009-2012
    • AABF İnanç Kurulu 2012-2015
    • AABF İnanç Kurulu 2015-2018
    • AABF İnanç Kurullu 2018-2021
  • Calışma Programı
    • Dede ve Ana Egitimi
    • Hakka Yürüme Erkanı-Semineri
    • 2016 yılı çalışmaları
  • Bölge İnanç Kurulları
    • Bölge İnanç Kurulları 2009-2012
    • Bölge İnanç Kurulları 2018-2021
  • GÜLBENKLER
    • Kırk Erkanında okunacak sofra Gülbengi
    • Kırk Erkanında okunacak Gülbenk

Kerbelay´i anarken…

‘’Müslümanlar yezit gibi bir hükümdara duçar olduğunda artık islamla vedalaşmak gerekir’’ İmam Hüseyin
Kerbela olayının üzerinden 1374 yıl geçti ama Kerbela’da saltanat sahibi despotların Ehli-Beyt ailesine reva gördükleri vahşet unutulmadı ve unutulmayacaktır.
Hakkı, Hukuku ayakları altında çiğneyenler, Hakkı Hukuku savunanlarıda en barbarca bir şekilde katlettiler. Katledilenlerin kanları, parçalanmış bedenleri ve mızrakların ucunda taşınan kesilmiş başlarını kendi saltanatları için Tahtı-Revan yaparak üç günlük Dünyalarını zevkü-sefa ve debdebe ile geçiren insanlık katillerinin sonu döktükleri kanda boğulmak olmuştur.
Baskı , zülüm ve sömürüyle inşaa edilen saraylar, haram lokma ve yetim hakkı ile bina edilenler gün geldi yerle bir oldular. Zülüm kaleleri yıkıldı, zalimlerin isimleri insanlığın vicdanınında, dilinde lanetlenerek anıldı.
Zülme uğrayanlar Rahmetle, zalimlerde lanetle anılmaya devam edilecektir.
Kerbela olayı İnsanlık Tarihinde eşine az rastlanılacak derecede vahşet uygulayıcıları ile, bu vahşete boyun eğmeyen Hakk davayı savunmaktan başka bir amaçları olmayan bir ev halkının vahşete karşı mücadelesidir.
Kerbela ! Hakkın Haksızlığa, Adaletin Adaletsizliğe, Aydınlığın Karanlığa, Ehli-Beyt’ten ‘’Cennet gençlerinin seyyidi’’ İmam Hüseyin’in İslamı kendileri için bir saltanat değneği haline getirmiş olan Muaviye-Yezit zihniyetine karşı ‘’Yezide biat etmiyeceğim, bu yolda ölmek var dönmek yok’’ Diyerek Hak yolunun yorulmaz, başeğmez simgesi haline gelen şehitler şahı’nın ve ona gönül vermiş olanların Yezit Despotizmine karşı verdikleri bir mücadeledir. Bu mücadelenin bedelini İmam Hüseyin ve beraberindekiler canlarıyla ödediler, Kerbelada verilen bu ölümsüz mücadele Ezilen, sömürülen, zülüm görenlerin ellerinde meşale olup yolu aydınlattı Bayrak olup zulum kalelerinin burçlarına dikildi.
Kerbelada yaşananlar bugün egemen çevrelerin dile getirdikleri gibi ‘’Münferit’’ bir olay bir ‘’Hata’’ değildir. Bu süreç Hz Muhammedin Arap kavimlerini islama davet etmesiyle başlar ve süreç boyunca yaşananların Hz Muhammed’in Hakka yürümesinden hemen sonra kendini açığa vurmasından başka bir şey değildir. Daha önceleri Ticareti, orduyu, İdareyi ellerinde bulunduran aristokrat kesimin, kılıç zoruyla İslamı seçmiş olmaları ve tekrardan ellerine aldıkları güçle yeniden sahneye çıkıp geçmişin intikamını akıl almaz hile ve entrikalarla almaları ve kendi egemenliklerini tekrardan kurmalarıdır. Bu aşamada karşılarında buldukları tek güç İmam Ali ve çocukları İmam Hasan ve İmam Hüseyindir, çeşitli entrikalarla İmam Ali ve İmam Hasan ortadan kaldırılmış sıra İmam Hüseyine gelmiştir…
İmam Hüseyin kendisine yöneltilen bütün baskılara karşı çıkıp boyun eğmemiş ben ’’ yezit gibi bir fasıka boyun eğmeyeceğim’’ demişti. Lanetli Mervan’ın ‘’gel Yezide Biat et, bu sayede ne istersen ona kavuşursun’’ telkinine cevaben ‘’Müslümanlar Yezit gibi bir hükümdara düçar olduğunda artık islamla vedalaşmak gerekir’’ diyerek Muaviye zihniyetinin ne Hz Muhammedle nede İslamla bir alakasının olmadığını sadece İslamı kendi saltanatları için bir araç olarak kullandıklarını‘’Kesilmiş Başım bileYezide biat etmeyecektir’’ diyerek karşı çıkmıştır.
Kerbela olayı bir dönüm bir ayrışma noktasıdır. Vicdanı ak olanlarla Vicdanı kara olanların, Hakkı ellerinden alınmışlarla Hakkı gaspedenler arasında ilelebet olarak sürecek olan mücadelenin ismi ve simgesi olmuştur.
Zalimlerin okları ve mızraklarından kızıl kana boyanmış bedeniyle Kerbelanın kızgın kumlarına düşerken İmam Hüseyin, bu kutsanmış bedenin heybetinden yerler yarıldı, Dağlar, taşlar ya Hüseyin diye inledi, Arz’ın figanı arşa yükselirken arş titreyip semaha, Sema’daki bütün melekler Hüseyin için yasa durdu, Güller güllerini, Ağaçlar yapraklarını, kuşlar kanatlarını yere indirdi, dereler ırmaklar şehitler şahı için ağladı. Turnaların sesine, yağmurun tanesine, Bağlamanın teline, İnsaların diline ağıt olup yankılandı, Mazlumun gönlünde hüzün, Deccallerin yüreğinde korku oldu. Gün geldi gözlerden akan yaşlar yüreklerde biriken öfkeyle birleşip Ya Hüseyin diyerek zincirler kırıldı, zalimlerin saltanatını yerle bir etmek için yüründü..

Türbesinin üstün nakş eylemişler
Gel dinim imanım imamı Hüseyin
Seni dört köşeye baş eylemişler
Gel dinim imanım imamı Hüseyin
Çağlar sular gibi akasım gelmez
Şehrine girince çıkasım gelmez
Yezit’in yüzüne bakasım gelmez
Gel dinim imanım imamı Hüseyin
Senin âşıkların yanar yakılır
On iki imam katarına katılır
Bunda Yezidilere la’net okunur
Gel dinim imanım imamı Hüseyin
Şah Hatayi’m eder erenler nerde
Çalısız kayasız bir sahra yerde
Kerbela çölünde kandilde nurda
Gel dinim imanım imamı Hüseyin

Kerbela Kerbelada bitmedi, isim değiştirerek kılıf değiştirerek devam etti, Muaviyeler,Yezitler tarihin çöplüğünde yerini aldılar ama takipçileri hala iş başında. Hala ülkemizde Aleviler dörtbir taraftan kuşatılmış durumda, hala Cemevlerimiz tanınmıyor hala eşitlik, Demokrasi, inanç özgürlüğü beylerin kendi kontröllerinde ; Yetmedi bunca katliamlar, sürgünler, soykırımlar. Geçmişin o fasık zihniyeti yeniden hortlamış çok hızlı bir şekilde etrafi kasıp kavurmaya başlamıştır. Şimdilerde tarihte alevilere kan kusturmuş olan düşüncenin mirasçılarıyla ayni sofrayı ‘’kardeşlik‘’ adına paylaşanlar Alevilere istedikleri şekli ve şemali vermek için Demiri tekrardan örs ile çekicin arasına almak için uğraş vermektedirler. Yüzyıllardır egemenlerin Alevileri yoketme, Devşirme rüyaları bitmedi bunlar geçmişte kendilerini şeyhülislam fetvalarıyla, katliamlarla dışa vuruyordu, bugünkü ortamda bir yandan iktidar bir yandan da iktidarın nimetlerine sırtını dayayanlar vasıtasıyla gündeme getirilmektedir İktidar sahiplerinin bundan önceki açılımları bir netice vermediğinden sıraya Amerikan dolarları ve devletin örtülü ödenekleri sayesinde palazlanlar, Aleviler camiye gitmiyorlarsa Cemevi’ni Camiye götürelim mantığıyla rüyalarını gerçekleştirmek istemektedirler. Alevi inancından bihaber olan bu inanç fakirleri bilsinlerki Aleviler için Emevi islam şeriatının gölgesinde her tuğlasında yetim hakkı bulunan, vebalden boynu bükük, sırtı kambur minaresiz dört duvarın hiçbir anlamı yok, rıza çiçeklerinin açtığı heryer Aleviler için ibadethanedir.
İktidarın ve değişik odakların sunduğu nimetlerden (Kırıntılardan) yararlanmak isteyenler biribirleriyle yarış içinde. ‘’Ağacın kurdu kendi özünden olur’’ misali Aleviliği içeriden yoketmeye, eritip başka potalara aktarmaya çabalayan Cami + Cemevi = Cami projesi mimarları İmam Hüseyin’in hak davasından zerre kadar nasibini almamış ve davayı nasıl pazarladıklarının marifetini gözler önüne sermişlerdir. Öbür taraftanda Aleviliği kendi özünden, değerlerinden, kutsallarından kopararak içi boş bir kütle gibi kendi ideolojik düşüncelerine ve emellerine payanda yapmak için çaba sarfeden inanç yoksulu çıkarcıların çabalarınıda unutmamak gerekir…
Asırlardan beri uygulana gelen sınırsız haksızlıkları kara bir çarşaf ile örtüp, Alevi sorununu sözüm ona çözmeye çalısmak Güneşi balçıkla sıvamaktan başka bir şey değildir. oniki eylül generalleride her alevi köyüne bir cami yaptırdılar, İnsanları dipçik zoruyla camiye sokmaya çalıştılar, Yaşanan bütün faşist zorbalıklara rağmen aleviler boyun eğmediler, içlerinden devletin haram sofrasından kendilerine sunulan artıklardan pay edinenlerden hariç..
Hak yolunu Emevi şeriatının, bağnazlığının kara çerçevesi içine hapsetmeye çalışanlar, sofrayı harcı haram olanla ne kadar güzelce donatırlarsa donatsınlar, şunu unutmasınlarki Pir’im Pir Sultanın köpekleri bile Hınzır Paşanın sofrasındaki harama yaklaşmadılar.
Alevilik İnancı Dünyanın bir Rıza şehri olması içindir
Aleviler olarak yetmiş iki millete ayni nazarla bakan, Dört kitabın Dördünü ve gelmiş bütün peygamberleri hak olarak bilen, yaratılanı Yaradan’dan dolayı seven bir düşünceye sahip olarak elbetteki ne Cami’ye ne Kilise’ye ne Havra’ya karşıyız. Bütün inançların özgür bir oramda yan yana yer almasından insanların kardeşçe birarada yaşamasından hiçbir sıkıntımız olmaz. Gönül terazimiz her zaman Hak’tan yana olmuştur, Dilimiz Gönül terazisinin nağmelerini söylemiş, ellerimiz herdaim helale uzanmıştır, Gözümüz Haktan gayrısını görmez, Kulağımız ilahi sedadan başkasını işitmez, Birlik potasında erimek tek amacımız olmuştur. Arzumuz Binlerce çiçeğin yanyana açması Binlerce düşüncenin kardeşlik ortamında enufak bir baskıya maruz kalmadan kendini ifade etmesidir. Lakin üstümüze zoraki dikilmek istenen elbisenin dışı ipekten içi ise deve dikenlerinden. Alevi inancına mensup hiçbir can kendisini bu elbisenin içinde özgür hisetmeyecek ve bu elbiseyi giymeyi rededecektir.
Tarihsel süreç içerisinde canlarını davalarına bedel olarak ödeyenler bugün yeniden ötmeye başlayan ‘’Keklik’’lerin tatlı dilli ihanetlerine kanmayacaklardır.Tarihten ders alamayanlar şunu bilmelidirlerki Nice Nemrutlar, nice firavunlar, saltanatları döneminde kendilerini Tanrı ilan edenlerin ne adı ne sanı kaldı gökkubbenin altında.
Değermi ? Alevi ismine, Alevi inancına, Kutsallarına bu inancı taşıyan cocuklara dahi tahammülü olmayan, Tarihte Alevi katlimları yapmiş katillerin isimlerini çağrıştırmaktan bir an geri durmayan, Ebu Suudların, Müftü Hamzaların, Bitlisli İdrislerin mirasçıları bu sarıklı din tüccarlarının Aleviler üzerine çökertiği kara niyetlerine ortak olarak gelecek nesillerin gözünde ‘’Hınzır Paşa’’ gibi anılmaya.
İmam Hüseyin’in yaşamı, mücadelesi, davasına sahip çıkışı bizlere örnek olmalıdır, Ehlibeyt inancının neferleri olarak Hak davayı yaşamalı ve yaşatmalıyız. Kerbelayı anmak Haksızlığa boyun eğmemek ve her türden ihanete, bölüp parçalamaya, yok etmeye ve Biatçı düşünceye karşı Hüseyni duruşu sergilemekle eşanlamlıdır…
Müslüm Kaya
AABF İNANÇ KURULU
G.Sekreteri 29.10.2013

RSS Kommentare
RSS Kommentare
Trackback
Trackback

Leave a Reply

Hier klicken, um die Antwort abzubrechen.

Alevi Inanc Takvimi

YILLAR İTİBARIYLA KURBAN BAYRAMI VE MUHARREM MATEMİ TARİHLERİ

2018

13-14-15 SUBAT 2018
HIZIR ORUCU

21 MART 2018
HZ ALİ ‘NİN DOĞUMU NEVRUZ BAYRAMI

05-06 MAYIS 2018
HIDIRELLEZ

21 AGUSTOS 2018
KURBAN BAYRAMI ERKANI

11 EYLÜL 2018
MUHARREM ORUCUNUN BAŞLAMASI

23 EYLÜL 2018
AŞURE GÜNÜ

10 EKİM 2018
İMAM HÜSEYİN´İN ŞAHADETİ (miladi)

2019

12-13-14 SUBAT 2019
HIZIR ORUCU

21 MART 2019
HZ ALİ ‘NİN DOĞUMU NEVRUZ BAYRAMI

05-06 MAYIS 2019
HIDIRELLEZ

11 AGUSTOS 2019
KURBAN BAYRAMI ERKANI

31 AGUSTOS 2019
MUHARREM ORUCUNUN BAŞLAMASI

12 EYLÜL 2019
AŞURE GÜNÜ

10 EKİM 2019
İMAM HÜSEYİN´İN ŞAHADETİ (miladi)

A A B F İnanç Kurulu

AABF İnanҫ Kurulundan Yazılar

  • SON GELİŞMELER
  • MARAŞ KATLİAMI MESAJI 2018
  • YOL’UMUZ ŞAH-I MERDAN ALİ’NİN YOLUDUR
  • AABF İNANÇ KURULU MATEM MESAJI 2018
  • AABF İNANÇ KURULU KURBAN BAYRAMI MESAJI